11 Nisan 2020 Cumartesi

bazıları ölümü hak ediyor mu?

Önceden kendimi rahatlatmak için pencereye çıkar hava alırdım, şimdi kendimi rahatlatmak için pencereden uzak duruyorum.

Kurala uymayan insanlar beni daha fazla geriyor, bazıları için artık üzülmüyorum. Kendi eliyle ölüme gidenleri artık umursamıyorum. Bu virüs tüm dünyaya bulaştıktan sonra herhalde rahat edeceğiz. Bazen kendi kendime diyorum, artık hepimize bulaşsa ve bulaşır mı? Düşüncesi bitse diyorum. Böyle giderse zaten hepimize bulaşacak. Önlemler daha fazla olmalı, daha fazla ceza gelmeli çünkü uymuyorlar. Bu gün polisten 3 kişi kaçarken gördüm ve bunu eminim sırf eğlencesi yapıyorlardı, polisi peşinden koşturuyordu. Ne olması gerekiyor acaba daha. Kendini umursamayan insanlar diğer insanları da tehlikeye atıyor. İşi basit bir virüs sanıp böyle umursamaz davranmak suç olmalı. Virüs bitince neler olacak? Ne zaman bitecek? Bilmiyoruz. O yüzden tedbirimizi almalıyız, kendimizi düşünmüyorsak diğer insanları önemsemeliyiz.
Eğer cidden ölmek istiyorsanız, bunu diğer insanlara yaymadan yapın.
Aokigahara Ormanı  

Japonya da bir orman ve burada insanlar intihar etmesi için yapılmış. Eğer cidden ölmek istiyorsan kardeşim diğer insanlara zarar vermeden yapmanın yolları da var.
Bazı insanları artık umursamıyorum, her durumu eğlenceye çevirmek saçmalık. Saçma sapan akımlar çıkıyor. Ölen insanlar dünyanın neresinde olursa olsun sonuçta ölüyorlar.
Size örnek olarak bir fotoğraf yükleyeceğim, neden bu şekilde düşündüğümü açıklamak için.

Bu akım daha fazla arttı ve bunlara terör suçuyla yargılamak lazım, bu insanların dünyaya her hangi bir katkısı olacağını düşünmüyorum.
Daha fazla iğrençlik görmek için Google arama motoruna corona challenge yazıp bakabilirsiniz. Bunlara görmezden gelmekte hata, bunları bildirin yetkililere. Çünkü dün yaşanan izdihamdan sonra maalesef bizim ülkemizde de vaka sayısı artacak. Dikkat etmez ise abd gibi olabiliriz, 500 bin vaka sayısı geçti bile.
İşin hak boyutu da var tabi, insanların hakkına giriyorsunuz bu kurallara uymadığınızda. İster inancınız olsun ister olmasın ama her insanda olduğuna inandığım bir vicdan var. Bazılarında bu körelmiş olabilir ama böyle bir olgu azda olsa var insanda.
Kendimize gelip bir silkilelim, yok corona gelip bizi …………………………….

10 Nisan 2020 Cuma

Evde kalma yasağı, sokağa çıkma yasağı


Daha yani evde kalma yasağı geldi.

Sokağa çıkma yasağı geldikten hemen sonra insanlar sokağa döküldü, neden?
İnsanlar bu yasağın diğer yasaklar gibi uzatılacağını düşündü ve gıda sorunu çekeceklerini düşündü. Bazıları insanların gereğinden fazla alışveriş yapıp gıda kalmayacağını düşünüp sokağa atladı. Yerinde bir karar mıydı orasını bilemem ama önemli olan, kaç gündür karantinada olan halk birden sokağa döküldü ve o kadar evde kalma süreci hiçbir işe yaramadı. Bu marketlere akın etme olayı vaka sayılarını daha fazla artıracak, inşallah haklı çıkmam.
Burada en büyük problem panik yapmak, evet önlem almalıyız ama bu bir sokağa çıkma yasağı. Birden sokağa çıkmak yerine yarın gelecek haberi beklemek daha mantıklı. Yaşlılara yapılan yardım gibi evlere de illa yardım yapılacaktır. Bu olay oldu bari eve gelirken dikkat edelim. Bizi virüs öldürmeyecek cahillik öldürecek.
Bu arada bu yasağın birden değil de, önceden uyarılıp yapılması daha iyi olurdu diye düşünüyorum. Bence bu noktadan sonra güvenlik biraz daha artmalı, bu tür olaylar insanların mantık olgularını elinden alabilir ve aşırı alışveriş yerini yağmalar alabilir.

Sokağa çıkma yasağı

Kaç gün sürecek bilmem ama kendimizi en kötü senaryoya hazır tutmalıyız. Bir yandan da umudumuzu kaybetmeden bu işi yapmalıyız. Bu kriz de geçecek, kaç kişi ile gider bilmem ama geçecek. Önemli olan dikkat etmeliyiz. Bu saatten sonrada yasağa uymayanlar olacak, siz bütün kurallara dikkat edin ve uyun. Uymayan biri olduğu zaman sessiz kalmayıp hemen ihbar edin. Çünkü bu saatten sonra kurallara uymamak vatana ihanet gibidir. Olayı sadece bireysel olarak da görmeyin, her depremin sonrası da var. Yarınların için evde kal.
Bu gece biraz zor uyku tutabilir ama ipleri salmayalım. Devletimiz elinden gelen her şeyi yapıyor, sağlık çalışanları sürekli bizim için koşturuyorlar. Onlara canı gönülden tebrik ediyorum ve kolaylıklar diliyorum.
Sosyal medya şu an kan kusuyordur biliyorum ama hiç oralı olmadan bir film açıp izleyip uyuyacağım. Yarın ola hayır ola. Bu arada izleme isterseniz film adı : forrest gump

9 Nisan 2020 Perşembe

Ölümsüzlüğü unutmadık


Her geçen gün sağlık bakanın twitterda paylaşım yapmasıyla biraz daha kaygılanıyoruz, birde evde olmak insanı çaresiz gibi hissettiriyor. Karamsar olan bir kesim dünyanın sonunun geldiğini, kıyametin kopacağını vb. bir ton safsata yapıyor. Kaygımız saçma haberlerle orantılı gitmemeli, kendimizi her zamankinden daha fazla güçlü hissetmeliyiz.
Size bu gün bu kaygıdan nasıl kurtulursunuz biraz tavsiye vereceğim 


1-sürekli korona ile ilgili haberler okumayın


Artık her yerde bu tür haberler karşımıza çıkıyor, sosyal medya bütün bilgi karmaşasıyla paylaşımlara devam ediyor. Siz sadece bakanlıktan gelen bilgilere bakın ve günden ikiden fazla korona ile ilgili araştırma yapmayın.

2-komplo teorileri, kehanet yazarları ve karamsar olan herkesten uzak durun




Herkes kendince bir şey biliyor, bu virüsün bir oyun ve ya bir kehanet bir ton fikir. Bunların hiçbirine kulak asmayın. Bazıları buna bu tür yaklaşımlarla yaklaşıp tedbiri elinden bırakıyor. Bu kehanette olsa, uzaylılarda yapsa, Çinlilerde yapsa sonuç değişmiyor, gerçek olan tek şey böyle bir virüsün var olduğu. Biz yine de bu haberlerden uzak duralım.

3-salgın ile ilgili film, dizi ve kitap okumak


Piyasada çok fazla salgın konulu yapıt var, bunlara kötü demiyorum ama zamanlama gayet kötü. Bu tür filmlerden uzak durun. Daha çok sizi bu sorunlardan uzak tutacak komedi türü şeyler izleyin. Ben bu aralar arkadaşım hoş geldin izliyorum, size de tavsiye ederim.

4-ölümsüzlüğümüzü kaybetmedik.


Bu virüs gelmeden önce sanki ölümsüzdük ve hiçbir zaman ölmeyecekdik. Bir yandan doğru aslında. Bu virüs gelmeden önce ölüm yokmuş gibi yaşıyorduk, ama şimdi bu dünyanın kalıcı olmadığını anlamış olduk. Dünyada; trafik kazası, kronik hastalık, açlık, savaş ve daha birçok sebepten dolayı insanlar ölüyor. Ölüm her zaman vardı, ama biz onu unutmuştuk. Siz tedbirinizi alın, olan olur zaten.

5-geleceğe bir liste yapın


Ölümü hatırlamışken, virüs geçtikten sonra yapılacaklar listesi yapın. Bu hem sizi motive edecek, hem de karamsarlıktan bir nebze olsa da kurtaracak. Bu olay bize bir ders olmalı ve ölümsüz olmadığımızı hatırlamalıyız. Yapmak istediklerimize odaklanmalıyız.

6-fırsatınız varken ailenizle zaman geçirin


İşler, okul ve bir sebepten dolayı ailemize yabancılaşıyoruz. İmkanınız varken onlarla vakit geçir.
Kendinize iyi bakın, sağlıklı kalın sağlıklı yaşayın. Kendiniz olun, kendinize değer verin.

Kriz yönetimi, nedir? Avantaja nasıl döner?


Bu gün sizlere krizleri nasıl avantaja çevirdim bundan bahsedeceğim. Siz bunu hayatınıza nasıl uygularsınız tecrübelerimden bahsedeyim.


İlk olarak size yaşadığım bir kriz olarak panik ataktan bahsetmiştim, bunu kendi lehime nasıl çevirdim. İlk olarak sağlığıma dikkat etmeye başladım, sonra egzersiz yapma alışkanlığı kazandım. Uyku düzenimi düzene soktum. Bunun yanı sıra kafamı başka yerlere odaklamak için müzik ve dil öğrenmeyle ilgilendim. Bu kriz aslında hayatı ne kadar kötü ve boş geçirdiğimi gösterdi. Aslında çok fazla eğlenmek için vakit yok, boş takılmak içinde çok uzun bir yolculuk.
Bundan dolayı aslında iyi ki yaşamışım diyorum bazen ama yine de kötü günlerdi. Hayata bakış açım değişti, sağlığın önemini anlamıştım. Bunu bu şekilde fark etmek gerçekten güzel, sigaranın zararını kanser olduktan sonra öğrenmek kadar kötü bir şey yok. Sağlığın önemini de bu şekilde öğrenmediğim için şanslıyım diyebilirim.
İkinci kriz anını avantaja çevirmek, korona yüzünden evde karantinada kaldığımız bu dönemde, blog yazmaya başladım. Dil konusunun üzerine biraz daha gitmeye başladım.
Hepimizin bazen atlatması gereken sorunlar olur, önemli olan onları atlatırken edindiğimiz tecrübeler. Eğer insan yaşadığı sorunlardan hiçbir şekilde ders almayıp gelişmeseydi, hala anne kucağında olamayışımıza ağlardık.
Güçlenmek için problemleri çözmemiz ve bu süreçte savaşmayı öğrenmeliyiz. Maalesef hayat tozpembe değil. Bir kasın zarar görüp kendini yeniden onarırken gelişmesi gibi, bizimde bu sorunlarla parçalanıp gelişmemiz lazım.
Bu zamanlar geçecek, tarihte böyle olaylar sürekli oluyor ama bizim bu olayı nasıl atlattığımız önemli. Sizde bu zamanda kendinize güzel alışkanlıklar edinin ve karamsarlığa düşüp birden ipleri salmayın.
Kendinize aynı normal günlerde baktığınız gibi, bu günlerde de bakmaya dikkat edin. Eğer kendinizi nasıl olsa evdeyim deyip salmayın, depresyon kapınızı çalabilir ve ruhsal olarak yenik düşmüş gibi hissedersiniz. Ayağa kalkın ve savaşın, bu günler en kısa zamanda bitecek. Önemli olan siz bu durumdan neler kazandınız. Acıların, sorunların ve problemlerin en güzel yanı bizlere bir şeyler öğretmesidir
Sağlıklı kalın sağlıklı yaşayın, kendiniz olun ve kendinizden asla vazgeçmeyin.

8 Nisan 2020 Çarşamba

Panik atak nedir? Panik kaygısı ve çözüm önerileri


Bu gün paylaştığım yazıda size panik atakla ilgili yaşadıklarımı ve tecrübelerimi anlattım. Şimdi ise size tavsiyeler vereceğim, tabi bir psikolog değilim ama kendi tecrübelerime dayanarak öneride bulunacağım.


İlk önce panik anında neler yapmalı, ilk önce aklınıza getireceğiniz şey şu olsun. Bana bir şey olmayacak, çünkü panik ataktan ölen bir kişi bile yok. Bunun size, siz istemediğiniz sürece hiçbir şekilde zarar veremez.

Bu durumu yaşarken kendinizi vücudunuza odaklanmış bir şekilde bulursunuz kalp ritmi, nefes alış hızı ve vücutta olan olaylar. Kontrol edersiniz sürekli, bunu yapmayın. Kafanızı başka bir yere odaklayın. Aklınıza isim getirin ve son harfiyle isim bulun. Sevdiğiniz şarkının sözlerini hatırlamaya çalışın hatta tersten söylemeyi deneyin. Önemli olan odağınızı başka bir yere çekmek. Bir süre sonra zaten geçiyor, en fazla bir gün sürdüğü oluyor ama şiddetli olarak en fazla yarım saat.
Panik atak geçiren birisinde bir kaygı oluşuyor ve bir daha yaşayacakmış gibi sürekli kaygı duyuyor. Boğazına bir şey takılı, midesinde bir ağrı ve onu rahatsız eden düşünceler. Sürekli ona odaklı olmak normal hayatınızı bile etkiliyor.

Bunu üstesinden gelmek için size öneride bulunacağım.

1-yalnız olmadığınızı bilin


İlk önce bunu kimseye söylemediğim zaman yalnız hissettim ve bu beni daha kötü etkiledi, bunu insanlarla paylaşın(insan olması önemli, bazıları insana benzer ama değil maalesef). Emin olun sohbet ettiğiniz çoğu kişide bu rahatsızlığın olduğunu göreceksiniz.

2-yinede vücudunuzu kontrol ettirin


Bazen bu durumlar vücutta bir problem olduğunu söyleyebilir. Gidin ve kendinizi kontrol ettirin, bir sorun olmadığını öğrenince daha çok rahatlayacaksınız.

3-bunun size hiçbir şey yapamayacağını aklınıza kazıyın


Şimdiye kadar bundan dolayı ölen yok. relax yani :)

4-bir hobi edinin


Müzik yapmak, kitap okumak ve ya bir el uğraşı edinmek panik kaygısıyla baş etmek için güzel bir yöntem.

5-spora başlayın


Spor yaptığınızda kalp ritminiz artacak ve yine korkuya kapılabilirsiniz ve spordan sonra hiçbir şey olmadığını görünce biraz daha fazla rahatlarsınız. Hem sağlıklı olur, hem de kaygıdan kurulursunuz.


6-kendinizi başkalarıyla kıyaslamayın


Beni yaptığım en büyük hata olabilir, kendimi başkalarıyla kıyaslamak. Kiminin ki 3 ay kiminin ki 1 yıl, herkesin ki değişik sürelerde olabilir. Sizinki belki daha uzun olacak, belki daha kısa. Kendinize odaklı olun.

7-korkunuzun üzerine gidin


Ben bu paniği ilk arkadaşımın evinde ve gece vakti geçirdim. Normalde bir sıkıntı yok ama gece olunca veya arkadaşımın evine gidince kötü oluyordum. Bu sizde de olabilir, korkunuzun üzerine gidin. Nerden korkuyorsanız onun üzerine gidin(tabi bunu mantık koşulları içinde yapın, kimse sizi bir aslanla kapışırken görmek istemezJ). Korkunuzun üzerine gittikçe, büyük binalar küçük bir yıkıntıya dönüştüğünü göreceksiniz.

Beni tavsiyelerim bu kadar, panik atak yaşıyorsanız bunları deneyin, eğer yaşamıyorsanız empati kurun.
Sağlıklı kalın ve her zaman kendiniz olun.

Panik atak nedir? Nasıl yendim? Ne kadar sürdü?


Panik atak, istenmeyen bir misafir gibi birden gelir ve bütün kontrolü ele alır. 

Ben nasıl atlattım? Ne kadar sürdü? Neler yaşadım? Bunları anlatacağım size. Eğer sizde yaşadıysanız ve ya şuan yaşıyorsanız mutlaka okuyun. Bu gün atlatmak için tavsiyeler adlı yazımı da yayınlayacağım.



İlk önce bende nasıl oldu onu anlatayım, bu arada yaşadığım belirtileri de size aktarırım. Gece vakti olmuştu bende, birden kalbimin hızla çarptığı fark ettim, bunu fark ettiğimde hemen karnıma bir ağrı girdi ve yavaştan boğazımda sanki bir şey düğümlenmiş gibi oldu.
O an sanki nefesim duracak, kalp krizi geçireceğim ya da delireceğim gibi hissediyordum. Kendimi sakinleştirmeye çalıştım, içimden bir ses öyle haykırıyordu ki hastaneye git diye hemen hastaneye gittim. Saat sabahı dördüydü, malum bir gün önce yılbaşıydı, birde yılbaşı günü elim kırıldı (2020 böyle başladı J). Gittim olayı anlattım, bundan bir sene önce bunlara benzer krizler yaşadım ama böyle olmamıştı diye anlatıyorum. Adam dinledi beni doktora söyledi hepsini, sonra doktor tansiyon, kalp hızı bunları ölç pasla demiş.
Beni içeri yatırdılar, adam geldi ölçtü (tansiyonu ben ölçtüm J). Sonra biraz dinlen sen dedi. Ama ben diyorum ki burada kesin öleceğim. Neyse dakikaları sayıyorum, öyle oldu böyle oldu 1 saat geçti herhalde diyorum. Adam geldi, doktor 15 dakika sonra bir daha ölç demiş (daha 15 dakika olmuşJ). Geldi bir daha ölçtü ve doktora söyledi oda normal yolla gitsin demiş, ben hala kendimi kötü hissediyorum. Dışarı çıktım kar yağıyor, yan tarafta kamelya var oraya oturdum, bir şey olur diye bekliyorum. Biraz bekledim baktım olacağı yok eve gideyim, en azından ölürsem evde öleyimJ içeri girdim, hala aynı sabaha kadar oturdum. Hiç uyumadan evden çıktım, sınav vardı okula gittim. Okula gittiğimde azda olsa dinmişti ya da ben fazla dikkat etmedim.
Sonra gündüzleri bir sıkıntı yok akşamları olduğunda başlıyor. Böyle bir hafta geçti, sınavlar bitti memlekete döndüm. Bu arada sınavlara girmeyip gitmeyi bile düşünüyordum, ama sonra bu rahatsızlığın şimdiye kadar kimseyi öldürmediğini öğrendim. Sabretmeliydim ve ettim. Sınavlardan sonra memlekete geldim ve direk bir psikiyatriye gittim. Önceden buraya gitmek benim için sıkıntıydı daha önce hiç gitmedim. Kendimi boş ver başkaları ne der? Böyle olunca şimdiye kadar erteledim ve en sonunda gittim.
Bir kadın doktor, girdim olayları anlattım ve 3 dakika geçmedi bunları kullan dedi ve yolladı. Asıl hikaye burada başlıyor ilaçlar. Yan etkisinin olacağını söylemedi ve ben kullanmaya başladım. Ve kullandığımda kalbim çarpmaya başladı, ataktan daha fazla ve daha kötü oldum. Bunları yazarken bile insan kötü hissediyor.
1 hafta zar zor alıştım ve ilaç artık etkilemiyordu, böyle içince kafa yaşamadım tabi milletim dediğimi gibiJ sadece biraz uykumu getiriyordu. 1 ay kullandım ve sonra, tekrar gittim psikiyatriye ve dozu arttırdılar. Bu 1 ay içinde kan değerlerime baktırdım ve kalp ritimlerimi doktor kontrol etti. Hiçbir sıkıntı yoktu ve biraz daha rahatlamaya başladım. Bu sorunu paylaştıkça daha çok rahatlıyordum çünkü; bu rahatsızlık sorduğum en az 3 kişiden 1inde var. Doz arttıktan sonra bir hafta kullandım ve bıraktım. Ve 3 ay böyle hissettim ve şu an iyiyim. Eğer sende böyle bir şey yaşıyorsan emin ol dostum yalnız değilsin.
Bu dönemde her şeyden etkileniyordum, sanki her şey beni öldürebilecekmiş gibi. Ama ilacı bıraktım ve kendim üstünden gelmeye başladım. Bu zamanda en çok ailemin faydasını gördüm. En büyük destekçim onlardı.
Bende ne kadar sürdü? Nasıl atlattım? Neler yaşadım? Anlattım. Bunu gibi yazılar görmek istiyorsanız yorumda belirtebilir ve akşam yayınlayacağım. Panik atak nasıl geçer? Tavsiye yazımı okumanızı tavsiye ederim. Sağlıklı kalın, kendiniz olun.


7 Nisan 2020 Salı

Hayatınızda ki en değerli şey nedir?


Hayatınızda ki en önemli olan şey nedir?


Bunu her ne olarak düşünseniz de size şunu söyleyeyim, sağlık. Hayatta bir şeyleri kaybedersiniz belki onun da telafisi olmaz ama sağlığınızı kaybettiğiniz zaman, bazen geri kazanması çok zor oluyor. Bir yerinizde bir sıkıntı olduğunda başka bir muhabbete odaklanmanız çok zor oluyor. Bu sağlık ruhsal ve beden için tabi, ikisini de önemsememiz gerekiyor. Bazen iş hayatı, bazen arkadaşlık hayatı sağlıktan vazgeçiyoruz. Belki bazı insanlara gereğinden fazla değer veriyoruz ve bize yük olarak bunlar geri dönüyor.

Dünya öyle bir yere döndü ki, senden sürekli bir şeyler yapmanı, başarmanı ve kazanmanı istiyor. Bu olaylar olurken kendinden vazgeçiyorsun. Bu olaylar olmadan; dünya bir makineye dönüşmeden önce insanlar neler yapıyordu? Doğ, yaşa ve öl. Emin olun en önemli şey sağlık. Bencil olun bazı konularda, çünkü kendinizden ödün verdiğiniz de belki görünen de bir zarar yoktur ama bu yavaş yavaş sizin psikolojinizi etkiliyor.

Bazı sağlık kayıplarının geri dönüşleri olmuyor maalesef, iş işten geçtikten sonra ağlamakta fayda etmiyor. Kaç yaşında olduğunuz önemli değil, zararın neresinden dönerseniz dönün kar.
Sağlıksız olmak size her hangi bir şey kazandırmaz. Bunu söyleme sebebim, alkol ve sigara sanki size iyi geliyor bir şeyleri yoluna koyuyor gibi geliyor ama sizi daha kötü bir hale getiriyor. Sizi sinema öyle etkiliyor ki, bunları içtiğinde biraz daha kendinize olan güveniniz artıyor ve ya havalı hissediyorsunuz. Ama bunları yaptığınızda kendinize olan saygınızı yitirmişsiniz demektir.
Kendinize değer verin, kendinize acımayı bırakın. Ben şundan dolayı içiyorum, sen nereden bilirsin, bu olmadan ne yaparım. Herkesin kendine göre sorunları var sadece sizin değil, onu bırakırsanız ne olur bilmem ama bırakmazsanız ne olacağını onkoloji bölümlerine bakarak görebilirsiniz.
Kendinize ve sevdiklerinize değer veriyorsanız sağlığınıza dikkat edin. Ve bu virüs geçene kadar lütfen eviniz de kalın. Bu günler sonsuza kadar böyle sürmeyecek, ama cehalet için bir şey diyemem J
Nerden başlamalı, bu gün bunu anlatan bir yazı yükleyeceğim. Kendiniz olun ve sağlıklı kalın.

Etiketler