5 Nisan 2020 Pazar

Korona mı? Ne de olsa başka ülkede


Gündemde olan korona virüsü ile ilgili kendi tecrübelerimi aktaracağım sizlere. Virüsü ilk olarak üniversitenin kantinin de otururken takip ettiğim bir haber sitesi sayesinde oldu. Çin’in wuhan şehrinde ortaya çıkan virüs ve ilk vaka. Orada ilk olarak arkadaşıma söyledim, tıpkı diğer tüm ilgimi çeken haberler gibi çünkü ilk başta çok fazla önemsenecek bir şey yoktu nede olsa başka ülkede. Virüs yavaş yavaş ismini duyurmaya başlamıştı, bunu Çin ile ilgili bütün mizahlar sayesinde görebiliyorduk. Kendi memleketime gelmiştim sonra burada virüs haberleri artınca mecbur olarak trenle değil otobüsle gitmek zorundaydım. Çünkü trenler çok kalabalık oluyor ve haddinden fazla hijyen sıkıntısı olan bir taşıma. Otobüs ile giderken az da olsa içimde bir sıkıntı vardı, olmaması gerekiyordu nede olsa başka ülke. İnsanlar önemsemiyordu bu durumu çünkü bu virüs bu ülkeye gelip burada da can alması gerekiyordu. Otobüsle giderken bir sohbete kulak misafiri oldum. Hatırladığım kadarıyla şöyle idi.

-Çin de hastalık çıkmış.
-he yav biliyorum, her şeyi yiyorlar bırak da çıksın (ki bu yeme konusu için bu virüs atlatıldıktan 
sonra hem virüs konsun da ihmalkarlıkları hem de bu konu hakkında, dünya tarafından kulakları çekilmeli )

-yav baksana, hep gavur memleketlerinde hiç Türklerde yok(duyduklarım böyle eleştiri amaçla değil)

-adamın biri paylaşmış diyor ki “bence bu virüsün Türklere bulaşmaması, virüsün kişisel tercihi”

Bu tür bir konuşma tabi komplo teorileri ve kıyamet gerekçeleri biraz döndü ama tam net hatırlamadığım için yazmadım. Neyse okula gitmiştim, çok fazla geçemeden ortada yaygaralar çıktı, virüs ülkeye girdi diye. Ondan sonra biraz tedirginlik başladı, bazıları hafif hastalık belirtilerinde bile tribe giriyorlardı. Ama yine çok fazla önemli değildi nede olsa başka ülke. İlk vaka Türkiye de çıkmıştı ve endişe daha fazla arttı. Cuma günü son dersimizi işledik, aksam ablamdan bir mesaj geldi. Okullar tatil diye, aslında kimse tedirgin değildi, nede olsa başka bir şehirde. Eşyalarımı toplamaya başladım. Diğer gün evime gidecektim. Bilet alma sitelerine giremedim çünkü hepsi çökmüştü. Girdiğimde bilette kalmamıştı zaten. Mecbur trenle gitmek zorundaydım. Trene bineceğim gün, bir eczaneden bir dezenfektan ve bir maske aldım. 40 tl ödeyip çıkmıştım, aslında fiyatlar daha fazla artacaktı, şimdi önemli değil nede olsa daha bir vaka görülmüştü. Trene bindim sadece bende maske var, ara ara bir iki kişide de maskeler görüyordum. Sonra kantine geçtim, orada da sadece bir kişide vardı ve elinde bir dejenfektan vardı. Maske olduğundan dolayı insanlar garip bakıyorlardı, belki de beni hasta olarak gördüler ve ya çok fazla telaş yaptığımı düşündüler, her türlü garipti. Telaş yaptığıma bakmak, telaş yapmıyorum, bunlar tedbir için. Hem hasta olsam hepinize bulaştıracağım. Kantinde maske takan bir arkadaşın yanına oturdum, arkadaş dediğime bakmayın yeni tanıştım. Tren yolculuğu bu yüzden iyi her seferde yeni biriyle tanışıyorsunuz, tabi konuşma yeteneğiniz varsa. Ama yinede mesafe koymak lazım.

İlk başta kimsenin umurunda değildi memlekete geldiğimde. Nede olsa başka şehirde. Sonra vakalar arttı, tabi tedbirlerde. Gerçi bazı şeyler en başta olması gerekiyordu ama tabi illa artması lazım, boşa masraf. Vakalar artık daha hızlı artıyordu ama daha kimse ölmedi. Bazıları bu virüsün has Türkleri öldürmediğini söylüyordu. Ta ki ilk ölüm açıklanana kadar. Tedbir yerine teori lazım bize, acaba bu virüs başka kimi öldürmüyor.

Millet hala sokaktaydı, çünkü daha yasak gelmemişti. Bu virüsü, bütün ülke ne kadar ciddi olduğunu anlayacak, tabi virüs ülke nüfusuna yetiştiğinde. Ölüm senin evinden olmayınca büyük gelmiyor. Gerekli tedbirler oluyordu, işin siyasi boyutuna girmeden. Sonunda bizde de yasak geldi sokağa çıkmıyorduk. Eve kapandık şimdi, sokağa çıkma yasağı her halde bir 50 binde gelir. Ölümünde artması lazım tabi. Sonra şehirlerde ki vaka sayıları açıklandı. Biraz telaş oldu ama yine de sorun yok, nede olsa başka mahallelerde.

2 yorum:
Yorum yap Comments

Etiketler